Dun gece zifiri karanlikta uyumanin garip keyfini yasadim yine. Gozlerin kapali ya da acik olmasinin hicbir sey ifade etmedigi o siyahin icinde… Yataktayken uyumaya calismaktan sIkILIp degisiklik olsun diye birseylere bakma, isigi, renkleri gorme istegiyle aralanan goz kapaklarinin hayal kirikligi ne garip… Bir yandan bilincindesin ayni siyahla karsilasacaginin ama bir yandan aliskanliklarinin etkisiyle umit etmeye devam ediyorsun. Sonunda yasadigin saskinlik ve alisilmisin disindaki tecrube de garip bir keyif veriyor…
Sonra baliklar gibi uyumaya calistim (ki bir nevi normalde de oyle uyudugum soylenebilir) gozlerim acik. Ama basarisiz oldum. Bu basarisizligin da bir getirisi vardi; gozkapaklarin kendini tamamen birakmis halinin tadini cikarmak. Daha once uzerine kafa bile yormamistim. Hatta farketmemistim bile bu kucucuk kas parcasinin bu kadar keyifli bir rahatlik saglayabilecegini…
Gozlerim kapali bugun yazacaklarimi dusundum. Sonra kafamdaki sesin baska birinden mi (olmak istedigim ya da oykundugum) yoksa icimdeki farkli bir yanimdan mi geldiginin ayirdina varamadim. Korktum…kendimden…
Ve uyku…
No comments:
Post a Comment