gec tanisilan Ahmet Kaya...
« Onlarla konuşmuyordum çünkü onlarla konuşamıyordum. Giyimleri başkaydı, konuşmaları başkaydı. Onlar gibi konuşmaya çalışıyordum. Mesela terziye gidip, onlar gibi pantolon diktirmeye filan başlamıştım. Terzinin yaptırdığı pantolonların üzerime uymadığını görüyordum. Onlara yakışıyordu bana yakışmıyordu. Bir kız vardı bizim okulda; herkesin bir aşkı vardır, çocukluk aşkı. Bir gün gittim dedim ki: 'Biraz seninle konuşak beş dakika, kaçıyorsun hep...' Bana dedi ki: 'Rica ederim.' Öyle bir ağrıma gitti ki: 'Ben de sana rica ederim,' dedim.. Ben o zaman anlamını bilmiyordum, yani onu bir küfür zannettim.
...
Benim hiç 'Mercedes'im olmadı. Şimdiki arabam 'Mercedes'den daha pahalı, cip olduğu için gözüne batmıyor insanların. Salaklaşmamak lazım bunlar önemli şeyler, yani... Biz insanların yoksulluğunu savunmadık, bizler yaşamımız boyunca insanların zenginliğini savunduk... Yani ben cipe binsem 'Mercedes'e binsem bunlar önemli şeyler midir? Ben tarihin yüklediği misyonu yerine getiriyor muyum, bu önemli... Tam 30 sene aç yaşadım bu ülkede, 30 yıl boyunca. Bütün lokantaların kenarlarına gidip, o lahmacunların nasıl çıktığına baktım. Artık ben bu saatten sonra bunu yerim ve kimse bunu engelleyemez...»
Aynalar Belgeseli, 13 Haziran 2008
No comments:
Post a Comment